Ayarı kaçmış radyo gibi cızırtılı,
ne söylediğim belli, ne de hangi telden çaldığım.
Yaş yirmidört çırpınıyorum deniz üstündeki karabatak gibi.
Etrafımdaki muhabbet, anlamsız uğultudan ibaret.
Umurumda mı, malulen emekliyim bu hayattan.
İstiklal madalyası göğsünde, bir sevda çocuğu.
Grayderle hazine arayan bir babanın çocuğu.
TCDD'nın trenini satın almaya çalışan bir babanın.
Hesabım kapanmadan, kaçıp giden bu dünyadan.
Üstüne üstlük bir de sokak çocuğuyum.
Her tarafım çamur,
yağmur göletlerinde sayısız kağıt geminin sahibi
"Malulen emekliyim" bu hayattan, satıyorum gemilerimi.
Yanında da hayallerim var bedavaya.
steyen varsa gelsin, hesaplaşalım.
Dökelim eteklerimizdeki taşları,
beş taş, dokuz taş, artık Allah ne verdiyse,
eskiden annemle oynadığım.
En fedakar ananın çocuğuyum ben,
O'nun için her şeyi yapacak tek çocuk.
ama onunla da hesabımı kapattım ben.
Adisyonum kabarıktı, yüreğinden kredi çekip ödedim.
İstiklal madalyasını satamadım ama...
Hani bir sevda çocuğuyum ya, o yüzden.
Eskiyle işim bitti artık.
Açın radyonun sesini, açın da beni dinleyin.
Bundan sonra en büyük orospuçocuğu ben olacağım.
Kanalım 95 nokta yarım, ama frekansımı sadece yitik gemiler çeker.
Tuğçe Özel / Ali Hikmet Yavuz 03/02/2006 14:10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder