Çarşamba, Ağustos 16, 2006

Yeni Mecralar Yaratmak!

Sabah evden çıkıyorsunuz ve yürümeye başlıyorsunuz. Sağınız solunuz marka! Dikkat! Sobelendiniz. Otobüse biniyorsunuz, üzerinde bilmem ne sakızı! Radyoyu açıyorsunuz, bilmem ne kredi kartı! Gazeteyi açıyorsunuz bilmem ne evleri!

Her gün binlerce hatta yüz binlerce mesaja maruz kalıyoruz. Kimisi ilgi alanımıza girdiği için, kimisi bizi güldürdüğü için, kimisi de ihtiyacımızı karşıladığı için aklımızda kalıyor. Geri kalanlar, gecenin içinden geçen kocaman bir gemi gibi ellerimizden kayıp gidiyor. Başarısız oldukları için mi, yoksa yanlış mecra seçiminden mi kaynaklanıyor sizce? Başarısız reklam var mıdır sorusu aklımıza geliyor hemen...

Evet diye haykırıyorum! Duydunuz mu?

Peki ya "doğru mecra" seçimi...

Sobelenmekten bıkan bir toplum oluşturduğumuz kesin. Ama bu oyunun çok uzun yıllar daha süreceği kesin... Ve nedense ben sobelemekten, sobelenmekten çok mutluyum. İşim gereği, yeni çıkan her şeyi incelemek, okumak ve araştırmak benim asli görevlerimden birisi. Yani normal bir insandan ortalama 5 kat daha fazla sobeleniyorum. Çünkü buna izin veriyorum. Hafta sonları büyük alışveriş marketlerine girip, gözüme kestirdiğim bir aileyi ya da ev kadınını (Genç ve yakışıklılar da olabilir) takip ediyorum. Eller üst raflara mı kayıyor, marka önceliği neye göre belirleniyor?

Yeni dizayn edilmiş içki reyonları ve yanlarında bulabileceğiniz mezeler, kuruyemişler, şarap reyonunun yanına kurulmuş her çeşit peynirin bulunduğu reyon alımı daha da artırıyor. Bazen fiyat, bazen ambalaj, bazen de promosyonlara öncelik tanınıyor. Ama market içindeki yeni mecralar inanın ilgiden maruz kalmıyorlar. Bunlar kesin sonuçlar…

Peki ya alternatif mecralar?

Reklam Yazıları'nda okuduktan sonra (Efe Rakı'nın Carrefour'a dava açması) aklıma gerçekten hoşuma giden bir fikir geldi. Hafta sonları marketlerde rastladığımız tanıtım stantlarını biliyorsunuz. Genelde gıda ya da içecek üzerine kurulan bu stantlarda yersiniz, içersiniz. Ürünü beğenirseniz de satın almaya yönelirsiniz. Buraya kadar güzel...

Peki elinizde market sepetiyle reyonlarda geziyorsunuz, köşeyi döndünüz. Karşınıza bir masada oturmuş iki adam görseniz! Önlerinde mezeler, açmışlar bir büyük demleniyorlar! Ufak bir radyo masanın bir köşesinde kendi kendine mırıldanıyor "Öyle sarhoş olsamki...." (Rahmetli Tanju Okan'ın ailemizde ayrı bir yeri vardır. Hiçbir zaman unutmadık, umarım o da bizi ve teyzemi unutmamıştır.) Kadehleri tokuşturarak derin muhabbetlerde görseniz bu iki adamı, ne yaparsınız?

Daha önce Diagio için, alkol tüketiminde "Bilinçli tüketin" mesajını vermeye çalışmıştık. Önümüze gelen içki ile ilgili yasakları, yapılmaması gereken kusurlu hareketleri ezberlemiştik. Tekrar notlarıma dönüp bakacağım acaba böyle bir uygulama gerçekleşebilir mi? Yoksa yasaklara takılır mı?

Bu uygulamada da "Bilinçli Tüketin" mesajını verebiliriz aslında... Neyse şimdi bu konuya girmeyelim.

"Dikkat çekici manevralarla istenilen hedef kitleye ulaşılabilir ve bunun zor olduğunu kesinlikle düşünmüyorum" diyorum!

Biraz önce de yeni mecralar hakkında düşünüyordum. Aklıma Messenger geldi. Bu Messenger konusunda çok uzman olmadığımı belirtmek isterim, evet çok büyük kolaylıklar sağladığı kesin ama nedense hala ısınmış değilim. Hatta teknolojinin ilerlemesiyle, kişisel gelişimin geri kaldığını düşünüyorum. Fakat teknolojiyi de bir şekilde kullanmak zorundayım ve bilinçli kullanarak kendimi gerilemeye karşı engelliyorum. Belki daha az kullandığım için dışarıdan bir bakış açısı yakalayabilirim.
Aklıma gelen fikir çok basit, yalın, kullanılabilir…

Bu Messenger'da herkesin kendine taktığı bir rumuz var ya... İşte size yeni bir mecra daha! Markalar bu alanları kiralasalar ve Messenger sahibinin ve arkadaşlarının hedef kitlesine ulaşsalar fena olmaz mı? Bence harika olur. Kullanan kişinin karakterine, ilgi alanına giren markanın reklamı olmaz mı? Bal gibi olur... Çok cüzi rakamlarla markalar amacına ulaşabilir.

Sobelenmekten bıkmayacağım herhalde ama bu uygulamanın işe yarayacağını düşünüyorum. Yeni mecralar düşünmeye devam edeceğim, bakalım daha neler çıkacak...


Tuğçe Özel
Reklam Yazarı

Hiç yorum yok: